BAHÇELİ'DEN ÖZEL'E TEHDİT GİBİ UYARI

TÜRKİYE 26.12.2023 - 19:41, Güncelleme: 26.12.2023 - 19:41 391+ kez okundu.
 

BAHÇELİ'DEN ÖZEL'E TEHDİT GİBİ UYARI

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup konuşmasında CHP ve DEM Parti'yi eleştirdi. CHP'nin bölücü politikalara destek verdiğini savunan Bahçeli, Cumhur İttifakı ortağı HÜDAPAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu'nun 'özerklik tartışılmalı' şeklindeki çıkışına ise yanıt vermedi. MHP Lideri, DEM Parti milletvekillerinin maaşları ile partiye veriken Hazine yardımının kesilerek şehit yakınlarına verilmesini de önerdi. Bahçeli, şehit cenazesinde bir grup tarafından protesto edilen CHP Genel Başkanı Özgür Özel için, "Aklını başına almazsa sokakta bile yürüyemeyecek" ifadelerini kullandı.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "TBMM teröristlerin, bölücülerin aklanma, paklanma, barınma, sığınma ve meydan okuma mekanı değildir; aksine hizmet eden kim varsa hasmımızdır, vatan hainidir." dedi. Bahçeli, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, dün TBMM Genel Kurulu'nda kabul edilen 2024 yılı bütçesinin devlete ve millete hayırlı olmasını dileyerek, Meclis'in bütçenin onay ve denetimiyle, hukuki, demokratik ve milli egemenliğe dayalı haklarını doğrudan doğruya kullandığını söyledi. Bahçeli, şöyle devam etti: "Bu kapsamda 11 Aralık 2023'ten itibaren biteviye devam eden Genel Kurul çalışmalarında göstermiş olduğunuz ilkeli ve insicamlı tutumunuzdan, partimizin ve Cumhur İttifakı'nın duruşuna münasip ve müzahir siyasi tavrınızdan dolayı alayınızı kutluyorum." Bahçeli, Kurtuluş Savaşı'nın dünya tarihinde enflasyonun dizginlenerek başarıldığı belki de tek savaş olduğunu, en buhranlı günlerde karaborsacılarla dişe diş mücadele edildiğini, fırsatçılara, stokçulara, vurgunculara göz açtırılmadığını söyledi. 1923 yılında 1 doların 1,67 lira olduğuna dikkati çeken Bahçeli, Türkiye ekonomisinin 1923'ten 1939'a kadar her yıl ortalama yüzde 8 büyüdüğünü, milli gelirin 20 kat arttığını anımsattı. Bahçeli, milli mücadele yıllarında bir yanda müstevlilerle diğer yanda sosyal ve ekonomik mahrumiyetlerle kıran kırana mücadele eden milliyetçi kahramanların umutlarını hiçbir zaman kaybetmediklerini, millete güven ve sadakat istikametinden hiçbir şartta ayrılmadıklarını vurguladı. "Yayı gerilmiş ok gibiyiz, kınından çekilmeyi bekleyen keskin bıçak gibiyiz" Devlet Bahçeli, "Cumhuriyet'in 100'üncü yıl dönümünün ivme, ilham ve iradesiyle, maruz kaldığımız ekonomik sorunların üstesinden kademe kademe geleceğimize, fiyat istikrarının tesisiyle beraber milletimizin hak ettiği refah, huzur ve ekonomik rahatlamaya kısa süre içinde ulaşılacağına canı gönülden inanıyorum. Biz bu haklı mücadelede her türlü fedakarlığı göstermeye mecbur ve mükellefiz." dedi. Yarın Mustafa Kemal Paşa ve maiyetinin Ankara'ya gelişinin 104'üncü yıl dönümü olduğun anımsatan Bahçeli, nice zorlukların yenildiğini, vatanın ve milletin istiklali uğruna her çileye meydan okunduğunu belirtti. Erzurum'dan Sivas'a gitmek için emekli bir binbaşıdan borç alındığını, tavanını örten körüğün yırtık olduğu hurda bir otomobille yola çıkıldığını ifade eden Bahçeli, şunları kaydetti: "Doymayan kursaklarıyla Türkiye'yi karalayan açgözlü sonradan görmeler, bölünme hayali kurup, kanlı emellerin ve teröristlerin yedek kuvveti haline gelen vatan hainleri, 'battık, bittik, iflas ettik' yaygarası koparan münafık odaklar, 'bizden adam olmaz' diyen Batı piyonları, batılın uşakları, bir eli yağda bir eli balda ama zehirli dilleri de fitnenin batağında olan, millete tepeden bakan, emekçiyi tanımayan, emeği takmayan, keyfi demokrasi ve tufeyli özgürlük sevdalısı meyhane solcuları, çarkı felek gibi dönen, döndükçe posaları çıkan meydan ve merdane devrimcileri, Boğaz'ın iki yakasına konuşlanmış villalarından, kerpiçli evlerden çıkan kahramanları küçük gören kokuşmuşluğun son sürümleri, dinimizi diyanetimizi istismar eden bir avuç insanlık müsveddesi, biz nereden geldiğimizi, nasıl geldiğimizi, hangi badireleri berhava ettiğimizi şükretmiş bir kalp güzelliği, müsterih olmuş bir vicdan güvenciyle hamd olsun biliyoruz. Peki siz neyi biliyorsunuz, nereye hizmet ediyorsunuz, kim ya da kimlerin nam ve hesabına milli varlığımıza nefret saçıyorsunuz? Yok öyle yağma, hiçbir haine, hiçbir iş birlikçiye, hiçbir kiralık akıl sahibine milli şerefimizi, milli seciyemizi, milli geleceğimizi çiğnettirmeyeceğiz. Kararımız kesin, mücadelemiz bıçkındır. Herkes dikkat etsin, bugünkü kurşun gibi ağır ortamda yayı gerilmiş ok gibiyiz, kınından çekilmeyi bekleyen keskin bıçak gibiyiz." Mustafa Kemal Paşa ve dava arkadaşlarının Sivas-Ankara yolculuğunda pek çok müşkülata maruz kaldıklarını ifade eden Bahçeli, "Aziz vatan bedava kazanılmadı, bahşiş alınmadı, ikram edilmedi, piyangodan çıkmadı, hibe ve hediye verilmedi. Kan verdik, can verdik, bedel ödedik, aç kaldık, açıkta yattık, ama teslim olmadık, taviz vermedik, boyun eğmedik. Bu vatan toprağın kara bağrında sıradağlar gibi duranların sayesinde vardır, ebediyen bizim kalacaktır. İç ve dış işgal cephesi çok iyi bilsin ki, irademiz milli mücadele iradesidir, heyecanımız 104 yıl önce Dikmen sırtlarında ayağa kalkan Seymenlerin heyecanıdır." değerlendirmesinde bulundu. Bahçeli, yarın istiklal şairi Mehmet Akif Ersoy'un vefatının 87. yılı olduğunu hatırlattı. "Tarihi hadiselerin benzerlerine bugün de şahit olmuyor muyuz?" Tarihi bir vakanın telaffuzu ile bugünün şifrelerini çözmenin mümkün olabileceğini belirten Bahçeli, Mustafa Kemal Paşa'nın, Erzurum'da bulunduğu sırada kendisini ziyaret eden ve "Eğer Erzurum Kongresi'ni toplamaktan vazgeçmezseniz, kuvvet kullanarak dağıtılmasına mecbur kalırız." tehdidinde bulunan İngiliz albaya, "Kongre toplamak için ne hükümetinizden ne de sizden müsaade istemedik ki böyle bir müsaade bahis mevzusu olsun." yanıtı verdiğini anımsattı. Sonrasında Mustafa Kemal Paşa'nın ayağa kalkarak İngiliz albaya kapıyı gösterdiğini ve "Mülakatımız bitmiştir" çıkışıyla haddini bildirdiğini aktaran Bahçeli, İngiliz tehdidinden 24 saat sonra Trabzon'da bir cephaneliğin havaya uçtuğunu, 38 kişinin hayatını kaybettiğini, Trabzon'da hasar görmeyen binanın hemen hemen kalmadığını anımsattı. Bahçeli, şunları söyledi: "Bu sabotajı İngilizler organize etmiş, Erzurum'un cevabını Trabzon'da vermişlerdi. Hem kongrenin toplanmasının önüne geçmeye çalışmışlar, hem de cephaneliğin Kuvayı Milliye'nin kontrolüne geçmesini engellemeyi amaçlamışlardı. Musul sorunu tartışılırken terörist başı Hınıslı Said'in isyan girişimi boşuna değildi. Terörist Rıza'nın Dersim kalkışması sömürgecilerin Türkiye ve mücavir bölgeler üzerindeki sinsi hesap ve senaryolarından kesinlikle bağımsız değildi. Neden sonuç ilişkisine dayanan, adeta girift bir bilmeceyi andıran, her cihetten birbiriyle ilişkisi bulunan bu tarihi hadiselerin benzerlerine bugün de şahit olmuyor muyuz? Türkiye'nin artan cazibesine, güçlenen imajına, günden güne büyüyen itibarına, kabuğunu günbegün çatlatmasına, istikrarlı yönetim hayatına gölge düşürmek için en başta terör kartını tedavüle sokmuyorlar mı? Gazze'de süren soykırıma haklı itirazımız, uluslararası meselelere karşı onurlu itilamız, ABD'den AB'ye kadar milli tezlerimizi başkent Ankara vizyonuna, Türk ve Türkiye Yüzyılı hedeflerine muvafık şekilde ileri sürmemiz küresel hasım çevrelerini ürkütmüyor mu? Rahatsızlık uyandırmıyor mu? Aleyhimize cephe almalarına sebep olmuyor mu? Bu nedenle iç ve dış husumet cephesi kolektif bir eylem planı tertibiyle eli ve vicdanı kana bulanmış kiralık tetikçilerini üzerimize salmaktadır." "Bu operasyonda CHP'nin DEM'lenmesi amaçlanmıştır" Irak'ın kuzeyindeki terör saldırısına değinen Bahçeli, şu değerlendirmede bulundu: "12 kahraman evladımızın şehit olması, İsrail'den ABD'ye, bazı Orta Doğu ülkelerinden Avrupa ülkelerine kadar müştereken kurulan saldırı ve suikast düzeneğinin harekete geçirilmesinin kahredici sonucudur. Mülevves niyet ve hedeflerin farkındayız. Tetiği çeken PKK'lı teröristtir, ancak silahı temin eden, mermiyi veren, hedefi gösteren, eylem zamanını belirleyen, taktik ve stratejik hedefleri tayin eden güçler de terörü ve terörizmi himaye eden alçaklardır. Türkiye'nin hızını yavaşlatmak, yeni yüzyıl heyecanını azaltmak, milli birlik ve kardeşliğimizi yaralamak için menfur bir operasyon devrededir. Bu operasyonda CHP'nin DEM'lenmesi amaçlanmıştır. Bu operasyonda sözde aydınlar, satılmış gazeteciler, kimliksiz ve vatansız sivil toplum kuruluşları eşgüdüm halinde atın arabaya koşulduğu gibi koşulmuşlardır. Ne zaman Türkiye başını kaldırsa, bir adım öne çıksa, adından bahsettirse, sözü geçen bir ülke olsa çok geçmeden farklı kaynaklardan doğsa da aynı gayeye hizmet eden musibetlerle karşılaşıyoruz. Ne zaman küresel zeminde hakkın ve haklının yanında durup zalime ve zulme hayır desek yumuşak karnımızdan darbe alıyoruz. Ne zaman yürümeyi bırakıp koşalım diyoruz, gelin görün ki karanlık oyunlarla, alçak operasyonlarla, hain organizasyonlarla engellenmek, durdurulmak, oyalanmak, daha korkuncu boğulmak isteniyoruz." "Estirilen tahrik kampanyası soğukkanlı duruşumuzu gittikçe sarsıyor" Son günlerdeki tartışmalara bakıldığında hepsinin devletin hükümranlık haklarını tahrip, milletin sinir uçlarını tahriş eden provokasyonlar olduğunu görmenin mümkün olacağını belirten Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü: "Her yerden üstümüze geliyorlar. Her iğrenç yolu deniyorlar. Gözümüzün içine baka baka ihanetin fermanını okuyorlar. Göstere göstere terörizme güzelleme yapıyorlar. Dişimizi sıkıyoruz, 'ya sabır' diyoruz, herhangi bir çılgınlığa, herhangi bir taşkın müdahaleye tevessül etmeyelim istiyoruz. Ne var ki estirilen tahrik kampanyası sağduyulu ve soğukkanlı duruşumuzu gittikçe sarsıyor. Hınıslı Said isimli bir haine yapılan övgülerden tutun da bütçe görüşmeleri sürecinde Gazi Meclis'in manevi ruhunu ve tarihi dokusunu hırpalayan, milletimizin haysiyet ve onurunu zedeleyen bölücü mesajlara, terör diline kadar duyulmadık, görülmedik, yaşanmadık hiçbir şey kalmamıştır. Öncelikle ve özellikle şunu ifade etmeliyim ki TBMM teröristlerin, bölücülerin aklanma, paklanma, barınma, sığınma ve meydan okuma mekanı değildir, aksine hizmet eden kim varsa hasmımızdır, vatan hainidir." "Maaşları kesilerek şehit yakınlarına aktarılmalı" Bahçeli, şu öneride bulundu: "Gelişmeler karşısında ilk önerim, 57 DEM milletvekilinin maaşının ve bu terör yuvasına ödenecek hazine yardımının derhal kesilerek terörle mücadeleye ve şehit ailelerine aktarılmasıdır. İkinci önerim, teröre yardım ve yataklık yapan, somut delillerle suçu sabit görülen, sözde milletvekillerinin görüşülmeyi bekleyen dokunulmazlık dosyalarının karara bağlanarak bu haşeratların acilen mahkemesine ulaşılmasıdır." "Anayasa Mahkemesi yapılandırılmalı ya da kapatılmalıdır" Yeni Anayasa sürecinde Anayasa Mahkemesi statüsünün, üye yapısının, yargılama usullerinin radikal şekilde yeniden yapılandırılması ya da bu mahkemenin kapatılması çağrısında bulunan Bahçeli, TBMM Genel Kurulu'nda anlam ve ahlaki bağlayıcılığını temelden kaybeden kürsü dokunulmazlığının sınırlarının da yeni baştan çizilmesini istedi. "Kara Cübbeli işbirlikçiler" Konuşmasında Anayasa Mahkemesi'nin TİP Hatay Milletvekiki Can Atalay hakkında verdiği ikinci 'ihlal' kararına da tepki gösteren MHP Lideri şöyle konuştu: "Merak ediyorum ki Anayasa Mahkemesi'nin malum başkanı ve mahut üyeleri yüreklerimizi kavuran şehit haberleri karşısında acaba ne işletmişlerdir? Nasır tutmuş vicdanları biraz olsun sızlamış mıdır? Anayasa Mahkemesi'nin önünde görüşülmeyi bekleyen 129 bin 140 bireysel başvuru dosyası varken, hatta bazılarına yıllardır sıra gelmemişken mahkum Can Atalay dosyasını acilen inceleyip hak ihlali kararı verilmesinin izahını kara cübbeli işbirlikçiler nasıl yapacaktır?" "Bay Zühtü! Senin ipin kimin ellerinde?" Bahçeli'nin hedefinde kararı veren Anayasa Mahkemesi'nin başkanı Zühtü Arslan da vardı. "Anayasa Mahkemesi'nin başkan ve üyeleri, kulak veriniz." diyen Bahçeli, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Bana şehitlerimizin omuzlarında vatan toprakları emanet edildi. Onların kanları ve destekçileri aramızda dolaşıyor. Hala adaletin ve hukukun onurunu sahiplenmeyecek misiniz? Uzaktan kumandalı yargı da, yargıç da olmaz diyen Bay Zühtü, senin kumandanın, senin ipin kimin elindedir? Hakkımızı savunmazsak, şerefimizden mahrum olacağımızı size hiç kimse öğretmedi. Irak'ın kuzeyinde, sıfır noktasında tesis edilen, karın, buzun, donun tam ortasında çadırdan ve teneke barakalardan kurulan geçici üslerde görev yapan kahramanlarımıza saldırıyorlar. Vatanımızı kundaklıyorlar, ülkemizi dinamitliyorlar. Anaların bakmaya kıyamadığı geceleri, üşümesin diye üzerilerine öptüğü gencecik vicdanlarımız şehit ediliyor. Düşman ülkeler itleri yalanmış, üzerimize kışkırtıyor. Ey mahkeme üyeleri, siz daha ne yapıyorsunuz? Daha neyle avunuyorsunuz? Şayet buna adalet diyorsanız, batsın sizin adaletiniz. Şayet buna hukuk diyorsanız, olmaz olsun böyle hukukunuz. DEM'in hukuken defni yapılmadıktan sonra Türkiye'ye huzur gelmeyecektir." Bakırhan'ın sözlerine tepki DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan'ın 'Kürt sorunu ve Öcalan'a yönelik tecrit devam ettikçe Tekirdağlı da, Trabzonlu da huzur bulamayacak' sözlerine yanıt veren Bahçeli, "DEM'in onursuz ve şerefsiz bir milletvekili de, onurlu çözümün bebek katiliyle diyaloğun başlatılması ve tecridin kaldırılması olarak açıklamış. Bize göre çözüm bellidir ve bilinmektedir. O da terörü ve teröristleri topluca imha etmek, bölücü destekçilerinin acımasızca kökünü kazımaktır. Adalet bu sayede yerini bulacaktır. HDP'nin devamı, PKK'nın gece görüş dürbünü olan DEM'in TBMM'de daha fazla yer alması toplumsal ve siyasi tansiyonu kontrol edilemez aşamalara taşıyabilecektir. Ne sahada, ne ovada, ne şehirde, ne belediyede, ne dağda, ne mağarada, ne de Türkiye Büyük Millet Meclis'inde terörist görmeye dayanma gücümüz artık kalmamıştır." diye konuştu. "CHP bu metnin neresini beğenmedi?" Şehitler için Meclis'te kabul edilen ortak bildiriye imza koymayan CHP'yi sert sözlerle eleştiren Devlet Bahçeli, "Sormak lazımdır ki CHP, bu metnin neresini beğenmedi? Niçin telaşa kapıldı, DEM'in siyasi kolonu olmayı nasıl hazmetti? CHP, DEM'in peşinde yuvarlana yuvarlana köşesini, siyasi kişiliğini, milli mensubiyetini, ahlaki ve tarihi mirasını kaybetmiştir. Bu kesindir. CHP yönetimi Türkiye Cumhuriyeti'nin karşısına geçmiştir. Hepsine birde yazıklar olsun diyorum." dedi. Özgür Özel'e: Aklına başına almazsa sokakta bile yürüyemeyecek CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in terör saldırılarından hemen sonra Milli Savunma Bakanı Sayın Yaşar Güler'den parti gruplarını ve Meclis'i bilgilendirmesini istemesini 'şuursuzluk' olarak nitelyen Bahçeli, Manisa'daki şehit cenazesinde yaşanan olayları işaret ederek şöyle konuştu: "Memleketi Manisa'da protesto edilen bu şahıs, eğer aklını başına almazsa sokakta bile yürümeyecektir. Eleştiriler karşısında köşeye sıkışan CHP'nin, Meclis Grup Başkanlığı kanalıyla bölücü terör örgütünün ismini anmadan yaptığı açıklama ise tam bir kepazelik beyanıdır. 'Terörün hedeflerine asla müsaade etmeyeceğiz' diyen bu teslimiyetçi ve mandacı siyaset modelinin, bir bakıma bölücü teröre ilik nakli, kalp masajı yapan acil servis birimine dönüştüğü de ortadadır. CHP, işgal edilmiş, Türkiye düşmanlarının eline geçmiştir. Bu acıklı tablo ülkemiz ve demokrasimiz adına çok ciddi bir risktir. CHP Genel Başkanının Tuzla Piyade Okulu'nda yaşananlardan sonra başarılı, dirayetli ve cesur yürekli Milli Savunma Bakanımıza saldırması alçaklıktır, korkaklıktır, hunhar terör örgütüne vekâlet etmektir. Görevini onurla yapan Milli Savunma Bakanımıza, "Ya aklını başına alacak ya da biz onun aklını başına getireceğiz" diyerek üst perdeden ve tehdit vari şekilde konuşan özelleşmiş esir zihniyet, bugüne kadar kaç kişinin aklını başına getirmiş de, böylesi bir özgüvenle atıp tutmaktadır."
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup konuşmasında CHP ve DEM Parti'yi eleştirdi. CHP'nin bölücü politikalara destek verdiğini savunan Bahçeli, Cumhur İttifakı ortağı HÜDAPAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu'nun 'özerklik tartışılmalı' şeklindeki çıkışına ise yanıt vermedi. MHP Lideri, DEM Parti milletvekillerinin maaşları ile partiye veriken Hazine yardımının kesilerek şehit yakınlarına verilmesini de önerdi. Bahçeli, şehit cenazesinde bir grup tarafından protesto edilen CHP Genel Başkanı Özgür Özel için, "Aklını başına almazsa sokakta bile yürüyemeyecek" ifadelerini kullandı.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "TBMM teröristlerin, bölücülerin aklanma, paklanma, barınma, sığınma ve meydan okuma mekanı değildir; aksine hizmet eden kim varsa hasmımızdır, vatan hainidir." dedi.

Bahçeli, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, dün TBMM Genel Kurulu'nda kabul edilen 2024 yılı bütçesinin devlete ve millete hayırlı olmasını dileyerek, Meclis'in bütçenin onay ve denetimiyle, hukuki, demokratik ve milli egemenliğe dayalı haklarını doğrudan doğruya kullandığını söyledi.

Bahçeli, şöyle devam etti:


"Bu kapsamda 11 Aralık 2023'ten itibaren biteviye devam eden Genel Kurul çalışmalarında göstermiş olduğunuz ilkeli ve insicamlı tutumunuzdan, partimizin ve Cumhur İttifakı'nın duruşuna münasip ve müzahir siyasi tavrınızdan dolayı alayınızı kutluyorum."

Bahçeli, Kurtuluş Savaşı'nın dünya tarihinde enflasyonun dizginlenerek başarıldığı belki de tek savaş olduğunu, en buhranlı günlerde karaborsacılarla dişe diş mücadele edildiğini, fırsatçılara, stokçulara, vurgunculara göz açtırılmadığını söyledi.

1923 yılında 1 doların 1,67 lira olduğuna dikkati çeken Bahçeli, Türkiye ekonomisinin 1923'ten 1939'a kadar her yıl ortalama yüzde 8 büyüdüğünü, milli gelirin 20 kat arttığını anımsattı.


Bahçeli, milli mücadele yıllarında bir yanda müstevlilerle diğer yanda sosyal ve ekonomik mahrumiyetlerle kıran kırana mücadele eden milliyetçi kahramanların umutlarını hiçbir zaman kaybetmediklerini, millete güven ve sadakat istikametinden hiçbir şartta ayrılmadıklarını vurguladı.

"Yayı gerilmiş ok gibiyiz, kınından çekilmeyi bekleyen keskin bıçak gibiyiz"


Devlet Bahçeli, "Cumhuriyet'in 100'üncü yıl dönümünün ivme, ilham ve iradesiyle, maruz kaldığımız ekonomik sorunların üstesinden kademe kademe geleceğimize, fiyat istikrarının tesisiyle beraber milletimizin hak ettiği refah, huzur ve ekonomik rahatlamaya kısa süre içinde ulaşılacağına canı gönülden inanıyorum. Biz bu haklı mücadelede her türlü fedakarlığı göstermeye mecbur ve mükellefiz." dedi.

Yarın Mustafa Kemal Paşa ve maiyetinin Ankara'ya gelişinin 104'üncü yıl dönümü olduğun anımsatan Bahçeli, nice zorlukların yenildiğini, vatanın ve milletin istiklali uğruna her çileye meydan okunduğunu belirtti.

Erzurum'dan Sivas'a gitmek için emekli bir binbaşıdan borç alındığını, tavanını örten körüğün yırtık olduğu hurda bir otomobille yola çıkıldığını ifade eden Bahçeli, şunları kaydetti:

"Doymayan kursaklarıyla Türkiye'yi karalayan açgözlü sonradan görmeler, bölünme hayali kurup, kanlı emellerin ve teröristlerin yedek kuvveti haline gelen vatan hainleri, 'battık, bittik, iflas ettik' yaygarası koparan münafık odaklar, 'bizden adam olmaz' diyen Batı piyonları, batılın uşakları, bir eli yağda bir eli balda ama zehirli dilleri de fitnenin batağında olan, millete tepeden bakan, emekçiyi tanımayan, emeği takmayan, keyfi demokrasi ve tufeyli özgürlük sevdalısı meyhane solcuları, çarkı felek gibi dönen, döndükçe posaları çıkan meydan ve merdane devrimcileri, Boğaz'ın iki yakasına konuşlanmış villalarından, kerpiçli evlerden çıkan kahramanları küçük gören kokuşmuşluğun son sürümleri, dinimizi diyanetimizi istismar eden bir avuç insanlık müsveddesi, biz nereden geldiğimizi, nasıl geldiğimizi, hangi badireleri berhava ettiğimizi şükretmiş bir kalp güzelliği, müsterih olmuş bir vicdan güvenciyle hamd olsun biliyoruz. Peki siz neyi biliyorsunuz, nereye hizmet ediyorsunuz, kim ya da kimlerin nam ve hesabına milli varlığımıza nefret saçıyorsunuz? Yok öyle yağma, hiçbir haine, hiçbir iş birlikçiye, hiçbir kiralık akıl sahibine milli şerefimizi, milli seciyemizi, milli geleceğimizi çiğnettirmeyeceğiz. Kararımız kesin, mücadelemiz bıçkındır. Herkes dikkat etsin, bugünkü kurşun gibi ağır ortamda yayı gerilmiş ok gibiyiz, kınından çekilmeyi bekleyen keskin bıçak gibiyiz."

Mustafa Kemal Paşa ve dava arkadaşlarının Sivas-Ankara yolculuğunda pek çok müşkülata maruz kaldıklarını ifade eden Bahçeli, "Aziz vatan bedava kazanılmadı, bahşiş alınmadı, ikram edilmedi, piyangodan çıkmadı, hibe ve hediye verilmedi. Kan verdik, can verdik, bedel ödedik, aç kaldık, açıkta yattık, ama teslim olmadık, taviz vermedik, boyun eğmedik. Bu vatan toprağın kara bağrında sıradağlar gibi duranların sayesinde vardır, ebediyen bizim kalacaktır. İç ve dış işgal cephesi çok iyi bilsin ki, irademiz milli mücadele iradesidir, heyecanımız 104 yıl önce Dikmen sırtlarında ayağa kalkan Seymenlerin heyecanıdır." değerlendirmesinde bulundu.

Bahçeli, yarın istiklal şairi Mehmet Akif Ersoy'un vefatının 87. yılı olduğunu hatırlattı.

"Tarihi hadiselerin benzerlerine bugün de şahit olmuyor muyuz?"

Tarihi bir vakanın telaffuzu ile bugünün şifrelerini çözmenin mümkün olabileceğini belirten Bahçeli, Mustafa Kemal Paşa'nın, Erzurum'da bulunduğu sırada kendisini ziyaret eden ve "Eğer Erzurum Kongresi'ni toplamaktan vazgeçmezseniz, kuvvet kullanarak dağıtılmasına mecbur kalırız." tehdidinde bulunan İngiliz albaya, "Kongre toplamak için ne hükümetinizden ne de sizden müsaade istemedik ki böyle bir müsaade bahis mevzusu olsun." yanıtı verdiğini anımsattı.

Sonrasında Mustafa Kemal Paşa'nın ayağa kalkarak İngiliz albaya kapıyı gösterdiğini ve "Mülakatımız bitmiştir" çıkışıyla haddini bildirdiğini aktaran Bahçeli, İngiliz tehdidinden 24 saat sonra Trabzon'da bir cephaneliğin havaya uçtuğunu, 38 kişinin hayatını kaybettiğini, Trabzon'da hasar görmeyen binanın hemen hemen kalmadığını anımsattı.

Bahçeli, şunları söyledi:

"Bu sabotajı İngilizler organize etmiş, Erzurum'un cevabını Trabzon'da vermişlerdi. Hem kongrenin toplanmasının önüne geçmeye çalışmışlar, hem de cephaneliğin Kuvayı Milliye'nin kontrolüne geçmesini engellemeyi amaçlamışlardı. Musul sorunu tartışılırken terörist başı Hınıslı Said'in isyan girişimi boşuna değildi. Terörist Rıza'nın Dersim kalkışması sömürgecilerin Türkiye ve mücavir bölgeler üzerindeki sinsi hesap ve senaryolarından kesinlikle bağımsız değildi. Neden sonuç ilişkisine dayanan, adeta girift bir bilmeceyi andıran, her cihetten birbiriyle ilişkisi bulunan bu tarihi hadiselerin benzerlerine bugün de şahit olmuyor muyuz?

Türkiye'nin artan cazibesine, güçlenen imajına, günden güne büyüyen itibarına, kabuğunu günbegün çatlatmasına, istikrarlı yönetim hayatına gölge düşürmek için en başta terör kartını tedavüle sokmuyorlar mı?

Gazze'de süren soykırıma haklı itirazımız, uluslararası meselelere karşı onurlu itilamız, ABD'den AB'ye kadar milli tezlerimizi başkent Ankara vizyonuna, Türk ve Türkiye Yüzyılı hedeflerine muvafık şekilde ileri sürmemiz küresel hasım çevrelerini ürkütmüyor mu? Rahatsızlık uyandırmıyor mu? Aleyhimize cephe almalarına sebep olmuyor mu? Bu nedenle iç ve dış husumet cephesi kolektif bir eylem planı tertibiyle eli ve vicdanı kana bulanmış kiralık tetikçilerini üzerimize salmaktadır."

"Bu operasyonda CHP'nin DEM'lenmesi amaçlanmıştır"

Irak'ın kuzeyindeki terör saldırısına değinen Bahçeli, şu değerlendirmede bulundu:

"12 kahraman evladımızın şehit olması, İsrail'den ABD'ye, bazı Orta Doğu ülkelerinden Avrupa ülkelerine kadar müştereken kurulan saldırı ve suikast düzeneğinin harekete geçirilmesinin kahredici sonucudur. Mülevves niyet ve hedeflerin farkındayız. Tetiği çeken PKK'lı teröristtir, ancak silahı temin eden, mermiyi veren, hedefi gösteren, eylem zamanını belirleyen, taktik ve stratejik hedefleri tayin eden güçler de terörü ve terörizmi himaye eden alçaklardır. Türkiye'nin hızını yavaşlatmak, yeni yüzyıl heyecanını azaltmak, milli birlik ve kardeşliğimizi yaralamak için menfur bir operasyon devrededir. Bu operasyonda CHP'nin DEM'lenmesi amaçlanmıştır. Bu operasyonda sözde aydınlar, satılmış gazeteciler, kimliksiz ve vatansız sivil toplum kuruluşları eşgüdüm halinde atın arabaya koşulduğu gibi koşulmuşlardır.

Ne zaman Türkiye başını kaldırsa, bir adım öne çıksa, adından bahsettirse, sözü geçen bir ülke olsa çok geçmeden farklı kaynaklardan doğsa da aynı gayeye hizmet eden musibetlerle karşılaşıyoruz.

Ne zaman küresel zeminde hakkın ve haklının yanında durup zalime ve zulme hayır desek yumuşak karnımızdan darbe alıyoruz. Ne zaman yürümeyi bırakıp koşalım diyoruz, gelin görün ki karanlık oyunlarla, alçak operasyonlarla, hain organizasyonlarla engellenmek, durdurulmak, oyalanmak, daha korkuncu boğulmak isteniyoruz."

"Estirilen tahrik kampanyası soğukkanlı duruşumuzu gittikçe sarsıyor"

Son günlerdeki tartışmalara bakıldığında hepsinin devletin hükümranlık haklarını tahrip, milletin sinir uçlarını tahriş eden provokasyonlar olduğunu görmenin mümkün olacağını belirten Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Her yerden üstümüze geliyorlar. Her iğrenç yolu deniyorlar. Gözümüzün içine baka baka ihanetin fermanını okuyorlar. Göstere göstere terörizme güzelleme yapıyorlar. Dişimizi sıkıyoruz, 'ya sabır' diyoruz, herhangi bir çılgınlığa, herhangi bir taşkın müdahaleye tevessül etmeyelim istiyoruz. Ne var ki estirilen tahrik kampanyası sağduyulu ve soğukkanlı duruşumuzu gittikçe sarsıyor. Hınıslı Said isimli bir haine yapılan övgülerden tutun da bütçe görüşmeleri sürecinde Gazi Meclis'in manevi ruhunu ve tarihi dokusunu hırpalayan, milletimizin haysiyet ve onurunu zedeleyen bölücü mesajlara, terör diline kadar duyulmadık, görülmedik, yaşanmadık hiçbir şey kalmamıştır.

Öncelikle ve özellikle şunu ifade etmeliyim ki TBMM teröristlerin, bölücülerin aklanma, paklanma, barınma, sığınma ve meydan okuma mekanı değildir, aksine hizmet eden kim varsa hasmımızdır, vatan hainidir."

"Maaşları kesilerek şehit yakınlarına aktarılmalı"

Bahçeli, şu öneride bulundu:

"Gelişmeler karşısında ilk önerim, 57 DEM milletvekilinin maaşının ve bu terör yuvasına ödenecek hazine yardımının derhal kesilerek terörle mücadeleye ve şehit ailelerine aktarılmasıdır. İkinci önerim, teröre yardım ve yataklık yapan, somut delillerle suçu sabit görülen, sözde milletvekillerinin görüşülmeyi bekleyen dokunulmazlık dosyalarının karara bağlanarak bu haşeratların acilen mahkemesine ulaşılmasıdır."

"Anayasa Mahkemesi yapılandırılmalı ya da kapatılmalıdır"

Yeni Anayasa sürecinde Anayasa Mahkemesi statüsünün, üye yapısının, yargılama usullerinin radikal şekilde yeniden yapılandırılması ya da bu mahkemenin kapatılması çağrısında bulunan Bahçeli, TBMM Genel Kurulu'nda anlam ve ahlaki bağlayıcılığını temelden kaybeden kürsü dokunulmazlığının sınırlarının da yeni baştan çizilmesini istedi.

"Kara Cübbeli işbirlikçiler"

Konuşmasında Anayasa Mahkemesi'nin TİP Hatay Milletvekiki Can Atalay hakkında verdiği ikinci 'ihlal' kararına da tepki gösteren MHP Lideri şöyle konuştu:

"Merak ediyorum ki Anayasa Mahkemesi'nin malum başkanı ve mahut üyeleri yüreklerimizi kavuran şehit haberleri karşısında acaba ne işletmişlerdir? Nasır tutmuş vicdanları biraz olsun sızlamış mıdır? Anayasa Mahkemesi'nin önünde görüşülmeyi bekleyen 129 bin 140 bireysel başvuru dosyası varken, hatta bazılarına yıllardır sıra gelmemişken mahkum Can Atalay dosyasını acilen inceleyip hak ihlali kararı verilmesinin izahını kara cübbeli işbirlikçiler nasıl yapacaktır?"

"Bay Zühtü! Senin ipin kimin ellerinde?"

Bahçeli'nin hedefinde kararı veren Anayasa Mahkemesi'nin başkanı Zühtü Arslan da vardı.

"Anayasa Mahkemesi'nin başkan ve üyeleri, kulak veriniz." diyen Bahçeli, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Bana şehitlerimizin omuzlarında vatan toprakları emanet edildi. Onların kanları ve destekçileri aramızda dolaşıyor. Hala adaletin ve hukukun onurunu sahiplenmeyecek misiniz? Uzaktan kumandalı yargı da, yargıç da olmaz diyen Bay Zühtü, senin kumandanın, senin ipin kimin elindedir? Hakkımızı savunmazsak, şerefimizden mahrum olacağımızı size hiç kimse öğretmedi. Irak'ın kuzeyinde, sıfır noktasında tesis edilen, karın, buzun, donun tam ortasında çadırdan ve teneke barakalardan kurulan geçici üslerde görev yapan kahramanlarımıza saldırıyorlar. Vatanımızı kundaklıyorlar, ülkemizi dinamitliyorlar. Anaların bakmaya kıyamadığı geceleri, üşümesin diye üzerilerine öptüğü gencecik vicdanlarımız şehit ediliyor. Düşman ülkeler itleri yalanmış, üzerimize kışkırtıyor. Ey mahkeme üyeleri, siz daha ne yapıyorsunuz? Daha neyle avunuyorsunuz? Şayet buna adalet diyorsanız, batsın sizin adaletiniz. Şayet buna hukuk diyorsanız, olmaz olsun böyle hukukunuz. DEM'in hukuken defni yapılmadıktan sonra Türkiye'ye huzur gelmeyecektir."

Bakırhan'ın sözlerine tepki

DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan'ın 'Kürt sorunu ve Öcalan'a yönelik tecrit devam ettikçe Tekirdağlı da, Trabzonlu da huzur bulamayacak' sözlerine yanıt veren Bahçeli, "DEM'in onursuz ve şerefsiz bir milletvekili de, onurlu çözümün bebek katiliyle diyaloğun başlatılması ve tecridin kaldırılması olarak açıklamış. Bize göre çözüm bellidir ve bilinmektedir. O da terörü ve teröristleri topluca imha etmek, bölücü destekçilerinin acımasızca kökünü kazımaktır. Adalet bu sayede yerini bulacaktır. HDP'nin devamı, PKK'nın gece görüş dürbünü olan DEM'in TBMM'de daha fazla yer alması toplumsal ve siyasi tansiyonu kontrol edilemez aşamalara taşıyabilecektir. Ne sahada, ne ovada, ne şehirde, ne belediyede, ne dağda, ne mağarada, ne de Türkiye Büyük Millet Meclis'inde terörist görmeye dayanma gücümüz artık kalmamıştır." diye konuştu.

"CHP bu metnin neresini beğenmedi?"

Şehitler için Meclis'te kabul edilen ortak bildiriye imza koymayan CHP'yi sert sözlerle eleştiren Devlet Bahçeli, "Sormak lazımdır ki CHP, bu metnin neresini beğenmedi? Niçin telaşa kapıldı, DEM'in siyasi kolonu olmayı nasıl hazmetti? CHP, DEM'in peşinde yuvarlana yuvarlana köşesini, siyasi kişiliğini, milli mensubiyetini, ahlaki ve tarihi mirasını kaybetmiştir. Bu kesindir. CHP yönetimi Türkiye Cumhuriyeti'nin karşısına geçmiştir. Hepsine birde yazıklar olsun diyorum." dedi.

Özgür Özel'e: Aklına başına almazsa sokakta bile yürüyemeyecek

CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in terör saldırılarından hemen sonra Milli Savunma Bakanı Sayın Yaşar Güler'den parti gruplarını ve Meclis'i bilgilendirmesini istemesini 'şuursuzluk' olarak nitelyen Bahçeli, Manisa'daki şehit cenazesinde yaşanan olayları işaret ederek şöyle konuştu:

"Memleketi Manisa'da protesto edilen bu şahıs, eğer aklını başına almazsa sokakta bile yürümeyecektir. Eleştiriler karşısında köşeye sıkışan CHP'nin, Meclis Grup Başkanlığı kanalıyla bölücü terör örgütünün ismini anmadan yaptığı açıklama ise tam bir kepazelik beyanıdır. 'Terörün hedeflerine asla müsaade etmeyeceğiz' diyen bu teslimiyetçi ve mandacı siyaset modelinin, bir bakıma bölücü teröre ilik nakli, kalp masajı yapan acil servis birimine dönüştüğü de ortadadır. CHP, işgal edilmiş, Türkiye düşmanlarının eline geçmiştir. Bu acıklı tablo ülkemiz ve demokrasimiz adına çok ciddi bir risktir. CHP Genel Başkanının Tuzla Piyade Okulu'nda yaşananlardan sonra başarılı, dirayetli ve cesur yürekli Milli Savunma Bakanımıza saldırması alçaklıktır, korkaklıktır, hunhar terör örgütüne vekâlet etmektir. Görevini onurla yapan Milli Savunma Bakanımıza, "Ya aklını başına alacak ya da biz onun aklını başına getireceğiz" diyerek üst perdeden ve tehdit vari şekilde konuşan özelleşmiş esir zihniyet, bugüne kadar kaç kişinin aklını başına getirmiş de, böylesi bir özgüvenle atıp tutmaktadır."

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve milhapress.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
aohbet islami chat omegla türk sohbet cinsel sohbet dini chat